Günlük yaşamda ya da ticari faaliyetler esnasında alacak ve borç ilişkilerinin doğması kaçınılmaz bir durumdur. Ancak bazen bu borçların vadesinde ödenmemesi, alacaklı taraf için ciddi maddi kayıplara ve hukuki süreçlerin başlamasına neden olur. Alacağın yasal yollarla, devletin yetkili organları aracılığıyla tahsil edilme süreci “icra takibi” olarak adlandırılır. Bu takip sürecinin kesinleşmesiyle birlikte, borcun tamamen ödendiği güne kadar geçen süre için ek bir mali yükümlülük ortaya çıkar: İcra Faizi.
İcra faizi, alacaklının parasını zamanında alamamaktan kaynaklanan zararını telafi etmeyi amaçlar. Bu süreçte borçlu tarafa uygulanan faiz oranları ve hesaplama yöntemleri, borcun niteliğine ve yicra takibi aşamasına göre farklılık gösterir. Bu kapsamlı rehberimizde, icra takiplerinde uygulanan faiz türlerini, oranlarını ve bu konudaki önemli yasal yükümlülükleri detaylıca inceleyeceğiz.
İcra Faizi Kavramı ve Hukuki Temeli
İcra faizi, bir icra takibinin başlatılması ve kesinleşmesi sonrasında, ana borç miktarına eklenen ve borcun tamamen kapatıldığı tarihe kadar işlemeye devam eden yasal bir ek ödemedir. Alacaklı taraf, maruz kaldığı ekonomik kaybı gidermek amacıyla icra müdürlüklerine başvurarak borçluya karşı yasal işlem başlatabilir. Takibin sonuçlanıp kesinleşmesinin ardından, borçlunun ana parayla birlikte bu faizi de ödeme zorunluluğu doğar.
Bu faiz hesaplaması, ana borcun tutarı ve ödemenin geciktiği süre aralığı baz alınarak yapılır. Temel amaç, borcun vaktinde ödenmemesi durumunda alacaklının enflasyon karşısında değer kaybetmesini önlemek ve borçluyu zamanında ödeme yapmaya teşvik etmektir.
Faiz Ödeme Zorunluluğu ve Pazarlık İmkanı
Konusu para olan herhangi bir yasal kovuşturmaya veya icra işlemine konu olan borçlar için, borçlu tarafın yasal olarak belirlenen faizi ödeme mecburiyeti bulunmaktadır. Yasal prosedürler tamamlandığında, tahsilat yapılırken hem temel borç tutarı hem de biriken faiz miktarı borçludan alınır.
Ancak, icra dosyasının faiz hesaplama aşamasında, taraflar arasında bir uzlaşma zemini doğabilir. Borçlu, alacaklı ile iletişime geçerek yasal faizin uygulanmaması veya miktarının düşürülmesi yönünde bir talepte bulunabilir. Alacaklının bu talebi kabul etmesi ve iki tarafın faiz konusunda anlaşmaya varması halinde, borçlunun ödeyeceği toplam tutar azalabilir. Bu, borçlunun daha az maliyetle borcunu kapatmasını sağlayan önemli bir esneklik noktasıdır.
İcra Faiz Oranlarının Belirlenme Kriterleri
İcra takibine konu olan borçlar için uygulanacak faiz oranı, tek bir sabit değer değildir; çeşitli koşullara bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu belirleyici faktörler şunlardır:
- Borcun Türü: Borcun kaynağı kişisel bir ilişki mi, yoksa ticari bir işlem mi?
- Vade Tarihi: Borcun ödenmesi gereken asıl tarih.
- İlişkinin Niteliği: Borç ilişkisinin ticari bir mahiyet taşıyıp taşımadığı.
Eğer takip konusu alacak ticari olmayan, yani şahsi bir işlemden kaynaklanıyorsa, Yasal Faiz (Kanuni Faiz) oranı uygulanır. Bu oran, her takvim yılı için ilgili yasal düzenlemelerle yeniden belirlenir. Borcun ticari veya şahsi nitelikte olması, faiz hesaplamasını doğrudan etkileyen en önemli unsurdur.
Güncel Yasal Faiz ve Temerrüt Oranları
İcra takibi faiz hesaplamalarında, ilgili yasalara uygun oranları kullanmak hayati önem taşır. Yasal faiz oranları, Türk Ticaret Kanunu tarafından belirlenen çerçevede düzenlenir. Örneğin, 2025 yılı için belirlenen yıllık yasal faiz oranı %24 olarak duyurulmuştur.
Ticari işlemlerden doğan borçlarda uygulanan faiz oranı ise taraflarca serbestçe belirlenebilir. Ancak, ticari işler için ana borç ve temerrüt (gecikme) faizleri, yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda uygulanır. Temerrüt faizi, para alacağının zamanında tahsil edilememesi durumunda, herhangi bir zararın kanıtlanmasına gerek olmaksızın ödeme mecburiyeti bulunan bir faiz türüdür.
Kanuni ve Temerrüt faiz oranları, sözleşme olup olmamasına göre şöyle ayrılır:
| Durum | Kanuni Faiz Oranı | Temerrüt Faizi Oranı |
| Sözleşme ile Belirlenmiş İse | Sözleşmede kararlaştırılan oran esas alınır. | Sözleşmede kararlaştırılan oran esas alınır. |
| Sözleşme ile Belirlenmemiş İse (Şahsi Borç) | Yıllık %24 olarak hesaplanır. | Yıllık %24’tür. |
| Sözleşme ile Belirlenmemiş İse (Ticari Borç) | Yıllık %24 olarak hesaplanır. | Yıllık %53.25 faiz oranı uygulanır. |

Faiz hesaplaması yapılırken belirlenen bu oranların yıllık bazda uygulandığını unutmamak gerekir. Yasal çerçevede aylık faiz uygulamaları geçerli kabul edilmez. Bu nedenle, icra takip süreçlerinde faiz vadesine dikkat ederek borç ödemesinin planlanması gerekir.
İcra Faizi Ana Parayı Aşar mı?
İcra takibinin başlatılması veya dava dosyasının açılmasıyla birlikte yasal süreç başlar. Takibin başladığı andan davanın sonuçlandığı ana kadar, temel borç miktarına yasal bir faiz işletilir. Bu faizin uygulanma sebebi, alacaklının parasını vadesinde tahsil edememesi nedeniyle uğradığı kayıptır.
İlgili yasal düzenlemeler gereği, uygulanan faiz oranı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlenen referans rakamların %100’ünü, yani iki katını geçemez. Bu sınırlama sayesinde, gerçekleştirilen faiz hesaplamasında, biriken faiz miktarının ana borç miktarını geçmesi mümkün değildir. Bu kural, borçluyu aşırı faiz yükünden korumak amacıyla getirilmiştir.
İcra Faizi Nasıl Hesaplanır?
İcra takip süreci, borçluya tebligatın yapılması ve itiraz süresinin tamamlanmasıyla hukuken kesinleşir. İcra faizi, takibin kesinleştiği ilk günden, ödemenin eksiksiz yapıldığı son güne kadar borca eklenir.
Hesaplama yapılırken, dava dosyasının açıldığı tarihten ödeme gününe kadar geçen gün sayısı dikkate alınır. Bu gün sayısı yıla bölünerek, yasal faizin uygulanacağı kesin süre bulunur. Borç miktarı, uygulanacak faiz türü ve vade süresi gibi değişkenler bu hesaplamada kullanılır.
Örnek Hesaplama: Eğer 100.000 TL’lik bir ana borç için ticari temerrüt faizi (%53.25) bir yıl boyunca uygulanırsa, ödenecek toplam miktar $100.000 \times (1 + 0.5325) = 153.250$ TL olacaktır. Günlük hesaplamalar için ise bu yıllık oran, geçen gün sayısına göre orantılanır.
Yabancı Para Borçlarında İcra Faizi Uygulaması
Alacak ve borç ilişkileri, bazen Türk Lirası dışında, yabancı bir para birimi üzerinden de tesis edilebilir. Bu gibi durumlarda, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri dikkate alınır.
Söz konusu kanuna göre, yabancı para borçlarında uygulanacak faiz, Türkiye’deki devlet bankalarının o yabancı para birimi ile açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesaplarına ödediği en yüksek faiz oranına göre belirlenir. Bu, bankaların uyguladığı faiz metodolojisine göre bir orana ulaşmayı mümkün kılar.
Ancak, borcun Türk Lirasına çevrilerek ödenmesi de bir seçenektir. Bu durumda, ilgili yabancı para borcu, tahsilat tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilir ve yine 3095 sayılı Kanun çerçevesinde, borcun adi veya ticari niteliğine göre TL üzerinden temerrüt faizi işletilir.
İcra faizi, alacaklının hakkını koruma altına alan ve borçluyu disipline eden önemli bir hukuki araçtır. İstanbul veya Türkiye genelindeki ticari ve şahsi ilişkilerde, borçların yasal takip süreçlerine girmesi durumunda, bu faiz uygulamalarıyla karşılaşılması kaçınılmazdır. Borçluların ve alacaklıların, icra takip faiz hesaplama yöntemlerini, yasal oranları ve faiz üst sınırını doğru bilmeleri, hem maddi kayıpları önlemek hem de hukuki süreçleri etkin bir şekilde yönetmek açısından hayati önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, yasal süreçlerin karmaşıklığı nedeniyle, bu konularda her zaman uzman bir hukuk danışmanından destek almak en doğru yaklaşımdır.





























































































